Follow Us @bedelencu

2 Şubat 2020 Pazar

Öteki Mahalle (Elazığ – Mustafa Paşa) Seko


Elazığ da 24 Ocak 2020 tarihinde saat; 20.55’te merkez üssü Sivrice olan ve yaklaşık 40 saniye süren depremin, Kandilli Rasathanesi büyüklüğünü 6,8 olarak açıkladı.

 

Deprem Türkiye’nin birçok ilinde ve hatta çevre ülkelerde de hissedildi.

 

Onlarca kişinin öldüğü, bin kişiden fazla insanın yaralandığı, yüzlerce binanın ağır hasar gördüğü depremde, Arama motoru google’ da Elazığ Türk mü Kürt mü? Sorusu en fazla sorulan konular arasında olunca ve seko mahallesi uzun yıllarca yaşadığım mahalle olması nedeniyle, birkaç kelam yazma isteği duydum.

 

Diğer bir tabirle az biraz ‘’Zülfü Yâre’’ dokunayım dedim. Malumunuz söz uçar yazı kalır ve seko mahallesi bu yazıyla birlikte hep akıllarda kalsın istedim.

 

1933 yılında Elazığ Belediyesi tarafından Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa’ya atfen Seko mahallesinin adı ‘’Mustafa Paşa Mahallesi’’ olarak değiştirilmiştir. Halen eskiler ve halk arasında ‘’Seko Mahallesi’’ eski adıyla bilinir ve kullanılır.

 

‘’seko’’ mahallesinin adıyla ilgili birçok tevatür vardır, örneğin; Anne’min duyup anlattığına göre ‘’seko’’ mahallesinde eskiden - Ermenilerin tehcir edilmediği dönemlerde olmalı - ismi Sakine olan Ermeni bir kadın varmış, ‘’seko nun mahallesi’’ diye halkın literatür’üne geçmiş. 

 

Yine eskiden Elazığ- Harput’ta halk ağzında ceket ve Palto’ya ‘’Sako’’ denirmiş. Harput köylerinden gelen erkeklerin çoğu kış aylarında kalın kumaştan yapılmış Palto (sako) giyerlermiş bu sebepten Sako’luların mahallesi anlamına gelen ‘’Sako Mahalle’’ si olarak adlandırıldığı söylenir.  

 

Yeni bir ülke kurulurken yeni adlar tevdi edilmişti. ‘’seko’’ mahallesine de Türkiye cumhuriyetinin kurucusu Mustafa kemal” in adı verilmiştir.

 

Tarih okuyanlar bilir o yıllarda binlerce mekân ismi değiştirilmişti. Örneğin Elazığ, eskiden ‘’Mezire’’, ‘’Mamüratül Aziz’’ olarak bilinirken cumhuriyetin isim revizyonu ile birlikte ‘’El azık’’ sonrada ‘’Elazığ’’ olmuştur.

 

Seko mahallesinde eskilerin anlattığına göre çoğunlukla Türkler ve Ermeniler yaşamışlardır.

 

Elazığ’ın en eski ve kalabalık şimdilerde ise kozmopolit mahallesi olan Seko Mahallesi yeni adı ile( Mustafa Paşa Mahallesinde) .


Eskiden ‘’seko mahallesi’’ tek katlı, önü bahçeli, bahçenin içinde Su tulumbası olan, çiçeklerle, ağaçlarla süslü kerpiç yapılı cumbalı evler ile Arnavut kaldırımlar ile döşeli bir yermiş.

 

Daha karakterli, huzur dolu, doğayla harmanlanmış, sokaklar iki – üç katli yapıların olduğu karakterli mimarisi ile sanatçılara ilham olacak düzeyde güzel bir yer olduğu söylenir.

 

Mimari anlamda Osmanlı ülkesinin; Cumhuriyet Türkiye’sinden önde olduğunu, geçmişin izdüşümlerini takip edince şahit oluyoruz.

 

Ermenilerin sınır dışı (Tehcir) edilişi ve Harputlu Türklerinde büyük şehir hevesleri ile seko mahallesi farklı bir dokuya büründü.

 

Artık seko farklı bir mahalledir.

 

Alevi’ler, Kürtler  (zaza’lar ve Kurmançlar) azda olsalar Ermeni-Hristiyanların birbirlerinin mekânına dokunmadan, kendi içlerinde yaşadıkları bir yerdir.

 

Farklılıkların; kültür, inanç, dil, etnisite yasalar eşliğinde soldurulduğu, çarpık, çirkin, karaktersiz, anlamsız yapıların oluşturulduğu bir varoştur artık Seko.

 

Çarpıktır artık ‘’Seko’’nun kültürü de, binaları gibi.

 

Geçmişe ait olan; kerpiç, taş, tuğlalı, cumbalı, bahçeli evler yıkıldı yok edildi. Yeni bir mimari tarz türedi seko (Mustafa Paşa) da. Varoş müteahhitlerin iştirakiyle. Öyle diplomalı, mimar Sinan bakışlı, değil bu müteahhitler; Alaylı, alaycı, menfaatçi, günübirlik düşünen sıradan şahıslardır.

 

Bugünkü çarpık görünümlü, karaktersiz, doğadan, topraktan, insandan, hayvandan kopuk, düzensiz dizilimli beton blokların doldurduğu şehir ‘mi- kent ‘mi olduğu belli olmayan bu çirkin mekânları ürettiler. El birliğiyle onlar; amirleri yerel yöneticiler ve onların amirleri genel yöneticilerin imzaları, onaylarıyla.

 

Cumhuriyet Türkiye’sinde bu mahalleye ‘’Seko’’ ya Ülke kurucusu olduğu için, gurur duyulan, ulu bir itkiyle sevgi gösterilen, sevgisi ve saygısı anayasal kanunla garanti altına alınan Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ismini verdiler.

 

Fakat “Mustafa Kemal Pasa” (Atatürk)  adına yaraşır bir mahalle dizayn edemediler.

 

Kimin eseri bir sarsıntıda yerle bir olan bu çirkin, beton müsveddeleri?

 

Tabi ki bu ülkeyi yönetenlerin aklının, ruhunun serencamıdır.

 

Bu anlamsız, çirkin, güvenliksiz, korku duyulan, mutsuz eden yapılar ve sokaklar.  

 

Bu ülkenin en üst makamlarında oturan rantçı, menfaatçi, yöneticiler ve onların imzalarıyla önüne gelenin mütahit olduğu kişilerin aklının ruhunun eseridir.

 

Özetle; Elazığ Deprem’iyle birlikte internetten ‘’Elazığ Kürt mü, Türk mü?’’  Diye merak edenler Elazığ’ da Kürt  (Zaza, Kurmanç) Türk, Alevi, Sünni, Zaza, Hıristiyan birçok farklılığı barındıran bir yer.

 

İnsanın ırkını, dilini, dinini önceleyeceğinize bu kentimsi mekânların çarpıklığını araştırın, şu çirkinlikler kimin eseridir diye.

 

Ve sonra yargılayın, bu karaktersiz, anlamsız korku yuvalarını ülkesine reva görenleri.

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder