Follow Us @bedelencu

6 Şubat 2020 Perşembe

Huzursuz bir şairin kitabı: BİSTURİ – HUZURSUZ METİNLER





Her şey insana heyecan duygusu vermez. Hani denir ya; heyecan uyandırma(k)! Acaba bu şu mu demek?! Aslında herkesin bir yerinde (sanırım yüreğinde) heyecan duygusu vardır. Bulunur. Fakat bu duygu uyur haldedir; uyarmak, uyandırmak, dansa kaldırmak gerekmektedir! Heyecanın dansı?! Allah muhafaza, heyecan ile başa çıkılmaması halinde, her şey hatta hayat bir tehlike tehdidi altına girebilir. Heyecanı yaşayan kişi, kitle, sınıf, tabaka, zümre, millet büyük hırslara kaptırır kendisini ve artık heyecan duygusunun yerini, bütün kötülüklerin ve iyiliklerin fena HAVA anası olan HIRS devrede durur! Öyle ki bu heyecanlı konuda dikkatli olmak istiyorum. Heyecana evet; hırs a hayır! Helal ve haram gibi bir şey işte!

Peki, neden böylesi bir girişe ihtiyacım oldu? Yakın zamanda, geçen günlerin birinde, yazan(r), şair dostum Metin (Aydın) ile internet üzerinden bir sohbetimiz oldu. Konu edeb-iyat, şiir, yazı hayat vs idi. Sohbet bitiminde mesaj kutuma Metin hocamdan bir gönderi aldım. Merakla açtım ve gördüm ki bir dosya iliştirilmiş mesaja... Açtım, okumaya başladım... Yayına hazırlanmakta olan bir dosya; basıma hazır bir kitap: BİSTURİ – Huzursuz Metinler.

Okumaya başladım, okudum, okudum ve doymadığımı, doyamadığımı hissettim/fark ettim. Değişik bir kitap, ilginç ve kendimden olan bir yazarı okumaya olan açlığımı fark ettim. Meğerse açmışım! Okudum! Yahu Metin (BİSTURİ – Huzursuz Metinler) sen ne yazmışsın; ne yaptın böyle diye bir salvo yaptım kendilerine de kendime de!!!!

Dosya (kitap) yazı stili ile beni üç-dört nesil gerilere götürdü. Her şeyin DENEMELER yoluyla yazıldığı, paylaşıldığı döneme götürdü. Şiir ve düzyazı arası ama kombine bir tarz (özgün); rahatlık veren, yormayan, zihinde resimler çizdiren, nakışsız bir yazın dizgesi! Cümleleri iyi anlayabilmek budur işte dedirtiren bir tarz (deneme). Eksiklikleri güzelce, naifçe saklayan cesur bir yazım tarzı!

Metin almış, tutmuş küfürlerin ellerinden, itirazların gözlerinin içine baka baka dolaştırıyor BİSTURİ’nin üstteki sokak aralarında. Düşünmeyi, mizahi, “küfürleri”… Öyle küfürbaz, edeb(iyat)sız bir yazan(r)dan (pardon; bir sokak filozofundan!) başka ne beklenirdi ki; bağırmaktan, çağırmaktan başka?

İşin en dokunaklı “küfrü” ne biliyor musunuz? Şu sokak fatihi filozof, mega kentler düzeni içerisinde, taşranın sedası ile küfürlerini düzüyor! Cümlelerini bir neşter gibi saplıyor yaralara! Önüne gelen herkese; makul küfürler, bakışlar atmaktan çekinmiyor! Ne ağadan utanıyor; ne de ağanın zavallı yardakçılarından çekiniyor! “Çok cesur lenn bu!” dedirten cinsten!

Evet, okudum dosyayı, bitirdim. Bu yakınlarda çıkardığı kitaplarla kendinden söz ettiren Kaos Çocuk Parkı Yayınları tarafından okurlarla buluşacak. Heyecanımın bu keskin dokunuşlarla uyandığını, dansa kalktığını asilce hissettim, yaşadım. Öyle bir heyecanlandım ki; sokaklara çıkıp: ”Okudum, okudum okudum!!!”/ “Çıkıyor, çıkıyor, çıkıyor; BİSTURİ – Huzursuz Metinler kitabı çok yakında çıkıyor” diye bağırasım geldi!! (Hatırladığım kadarıyla; bir çok kara haber ve müjdeli haber duyuruları öyle yapılırdı!! Çocuk heyecanı ve sesi ile!)

Metin Aydın “küfürbaz”, huzursuz bir yazan(r). Adam huzursuz; geçmişten huzursuz, toplumdan huzursuz, doğru dürüst yaz(a)mayandan huzursuz, egemenliklerden huzursuz!! Ama “sağ omzuma yaslanmış sevgilime sıkıca sarılıyorum” diyor. Belli ki herkes için, herkes adına, huzur ve aydınlık aşkıyla sevgilisine sarılıyor sıkıca ve bir şeylere alışmaktan korkarak sarılı kalmaya devam edecek! Ben de bu minik yazı ve büyük mesafeden, İngiltere’den, heyecanla, BİSTURİ – Huzursuz Metinler’e sıkıca ve ümit dolu sarılıyorum. Merakla bekliyorum kitabı; BİSTURİ – Huzursuz  Metinler’i!

 Remzi Tanrıverdi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder