Follow Us @bedelencu

7 Ekim 2016 Cuma

Sevgisel İzdüşümler





Sevmek diye haykırmak istiyorum. Boğuk işkence odalarından kalma vücut spazmlarıyla sarılı olan bedenimi sevdanın merhemiyle durdurmak istiyorum. 

Yorgun, bir gece düşünüp yaşattıklarını umut kelimesiyle hayal etmek istiyorum.

Yalnızlığın sahibi, gecelerin ve dar sokakların esrar perdesinin altında yaşayanım ben. Sevda kavramının üzerine beton basmalı kalıplar çekeli çok oldu aslında. Ben onları yıllar önce bir peronda manevi kelepçeler altında gezinen birine terk etmiştim. İşte bu yüzden ben, gözyaşlarımı idam edeli çok oldu. Çelik zırh giymiş savaşçıların ardından aşka dair sözleri yıkan ben oldum. İşte bu yüzden Atinalı zenon kadar dünyalı,  dünya vatandaşı olmak için tarihin, sevginin izdüşümlerini takip ettim. 


Önce orta çağın soğuk caddelerinde buldum kendimi. Sevdayı milyonlarca yıl ötesine gizlemek için sınıf kavramına göre ilerledim. Serflerin mutlu, küçük yuvalarına girdim krizantemler le dolu bahar kokan bahçedeki çıkarsız sevgileri küçük nüanslarla parçaladım. Ardından burjuvaların zengin, görkemli sofralarına sokuldum. Burada her şey maddeye terk edilmişti. Bir kaç fikir ve sanat esintisinden başka bir şey kalmamıştı. Benliklerinde olanı da çekip aldım. Sonra kızgın güneşin son demlerini bıraktığı alıklaşmış bir çöl akşamında bedevi Arapların şiirsel, efsunlu nağmelerindeki ay ışığı sohbetlerinde bulundum. Gençlerin, çöl dışı aşklarını sam yeliyle kızıl denizin engin derinliklerinde istiridye kabuklarının arasına gizledim. Ve kendimi orta çağın Rus hapishanelerinde buldum. 

Buradaki insanlar gibi suçsuz ve haksız olarak, topladığım sevgi selini kürek cezalarına çarptırdım. Sürgünlere gönderdim. Artık ona dair bir şey yoktu gezindiğim mekanda.

Buradan Mezopotamya nın bereketli Topraklarında buldum kendimi, en parlak doğan güneşinin önünde hayale daldım. Milyonlarca İnsana kucak açmış müşfik, munis bir anne gibi duruyordu. şimdilerde ise kıyama durmuş ve sevgiyi unutmuştu.


Önce sevincimi kutladım. Ardından sevgi dolu varlıkların ruh çırpınışlarını gördüm. Yasemin bakışlı bir gencin solmuş gözlerinde şahit oldum sevgisizliğe. Yaşlanmış gözlerle bakan genç anneleri soğuğa direnen, çıplak ayaklarında hissettim. Fikirsel bir sokak aralığında Filistin, lisapan taşlı çocukların karşısında salvo yapan iri cüsseli askerlerde gördüm sevgisizlik hummasını. dipsiz kuyulara attığım sevgiyi çekip istedim. 

Fakat mana aleminden yoksun bir insanın sevgisizlik seli oluk oluk akıyordu. Ve ben hala pespaye insan kılığında sokakları arşınlıyordum gerçeklere şahit olmak için.

Yağmur sesiyle dinlenen bir şosede, küçük bir çocuğun minik bir kediyle paylaştığı sevincini gördüm. Mutluluk vaveylalarını işittim. Sevgisizlik içindeki sevgi tomurcuklarına şahit oldum. Camitleri yıkmakla, nefretleri bastırmakla, gerçekleri yok saymakla sorun hallolmuyordu. Yeter ki yüreğinde sevgisizliğe direnen sevgi direnişçileri var olsun.

Yazan: Zuhal Çiçek

3 yorum:

  1. murat bey yorumunuzu yeni gördüm, geç olacak ama teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah Efendim.. nezaketiniz için teşekkür ederim.

      Sil