Külli nefsin zâikatü’l-mevt”, “Her
nefis ölümü tadacaktır.” diyor Allah. Kur -an da.
Bu minvalde ölüm
sözcüğünün ve ölümün günlük hayatımızın her ayrıntısında yer edindiği şu
günlerde ölümü irdelersek şunlar söylenebilir; hayat doğum ile ölüm arasında
yaşanan mücadele alanıdır.
Bu anlamda farklı bilim dallarında her bir
filozof bilim adamı kendi branşlarına uygun olarak yaşamı ve ölümü irite
etmişlerdir. Bu durumu dini jargon dan yola çıkarak irdelersek dinde ölümün mutlak olduğu, her canlının ölümü yaşayacağı ve bu durumun kaçınılmaz bir son olduğu vurgusu yapılır.
Din sadece canlıların değil dünyanın da bir doğuş senaryosu olduğunu aynı şekilde insanın ölüm gibi dünyanın ise kıyamet gibi bir sona giderek insanın ve dünyanın mutlak sonunun gerçekleşeceğine değinmiştir.
Din sadece canlıların değil dünyanın da bir doğuş senaryosu olduğunu aynı şekilde insanın ölüm gibi dünyanın ise kıyamet gibi bir sona giderek insanın ve dünyanın mutlak sonunun gerçekleşeceğine değinmiştir.
Ölüm, öldürme,
cinayet, canlı bomba kavramları bizim içinde bulunduğumuz ülkede dahil olmak
üzere Orta-doğu diğer bir deyişle Müslüman coğrafyasında çok popüler cümleler
evet ölüyoruz öldürülüyoruz ve bu durumdan çok ta muzdarip değil gibiyiz. Eğer
ölen bizim düşünce dünyamıza ırksal, kültürel bağlarımıza yakınsa feryatlar
figanlar koparıyoruz. Yok, eğer düşman ilan ettiğimiz bir topluluksa ölen yada
öldürülenler içten içe seviniyoruz bu durum artık öğrenilmiş bir doğru
haline getirilmiş toplumsal gerçekliğimiz olmuş.
Evet, bizler
uydurulmuş, üretilmiş bir projenin uygulanması için düğmeye basılmış bir
mizansenin kurbanlarıyız. Yaşadığımız bu yüzyılın şansız elemanlarıyız. Bir
mühendislik yöntemle Üretilmiş bir projenin ( BOP) zorunlu izleyicileri, gözü
yaşlı yüreği kararmış insanlarıyız.
Allah İsrafil'e Sur’unu
üflemesi için emir verdiğinde o gün Allah'ın dilediği kimseler hariç yer ve gök
titreyecektir.
Sonra Allah Azrail’i
yanına çağıracak ve “Ey Azrail yaratılanlar arasında kim hayatta kaldı ?” diye soracak. Azrail bunun üzerine
İnsanların öldüğünü, Cinlerin öldüğünü, Meleklerin öldüğünü, yerde ve gökte yaşayan ne varsa öldüğünü
söyleyecektir.
Allah tekrar soracak
“Ey Azrail yarattıklarım arasında kimler hayatta kaldı” Azrail
cevap verecek “Cebrail, Mikail, İsrafil
ve karşında duran kulun dışında kimse kalmadı” Allah emredecek “Cebrail’in,
Mikail in ve İsrafil in de ruhunu kabzetmesini söyleyecek.
3 büyük
meleğin de canını kabzeden Azrail Allah'ın huzuruna çıktığında Allah O’na
tekrar soracak “Ey Azrail! Yarattıklarım arasında kimler hayatta kaldı” Azrail
sadece kendisinin kaldığını belirtecek ve Allah:
“ÖL! EY ÖLÜM MELEĞİ”
Azrail
Ölümü tadarken Allah'a son sözünü diyecek “Ey Azamet ve İzzet sahibi
Rabbim. Eğer ölüm sarhoşluğunun bu kadar can yakıcı olduğunu bilseydim, Sen’den
kullarının ruhlarını kabzettiğim için af dilerdim”
Ve
Azrail’de ölür. Allah tek başına kalır. Bütün Kainatta Allah’tan başka hiç bir
varlık kalmamıştır. Ne bir Melek, Ne bir canlı. Allah dünyaya dönüp
bakar. Dünya tam bir harabe içindedir. Taş üstünde taş kalmamış ne iniş ne de
çıkışlı bir yol kalmıştır. Ve der ki “Ey Dünya! Nehirlerin nerede?
Ağaçların nerede? Denizlerin nerede? Sarayların nerede? Kralların ve Kralların
çocukları nerede? Benim çeşitli nimetlerimle yaşayan fakat benden başkasına
ibadet edenler nerede ?”
“Bugün
Hükümranlık Kimindir ?” (Mümin 40.16)
Evet, bu doğuşun ve ölümün dini terminolojideki ifadesidir. Yaşam
alanlarımızı birbirine katıp talan eden krallara, başkanlara, onların
dalkavuklarına, her türlü haksızlık karşısında susmayı tercih eden halka örnek teşkil etmesi için iyi bir menkıbe olacağı kanaatindeyim
zira insan hercai dir. değişir çabuk unutur. zalimdir, vahşidir. Bunun en güzel
örneklerini vereceğimiz bir coğrafyanın bahtsız bireyleriyiz nede olsa.
Bu muhtevadan, bağlamdan yola çıkarak diyoruz ki;i Hükümranlık tüm kainatta ve dünya da sadece yüce yaratıcının dır. Bozgunculuk yapıp dünyayı sınırlarla,simgelerle, sembollerle ayırıp nefreti kışkırtanların değil.
Bu muhtevadan, bağlamdan yola çıkarak diyoruz ki;i Hükümranlık tüm kainatta ve dünya da sadece yüce yaratıcının dır. Bozgunculuk yapıp dünyayı sınırlarla,simgelerle, sembollerle ayırıp nefreti kışkırtanların değil.
Kaynak: ölüm, kıyamet, ahiret ve ahir zaman alametleri. (İmam
Şa’rani)
Ölüm ani ne yapar bu fani.?
YanıtlaSilÖlüm var olmanın arifesindir belkide.Ölmek veya yaşamak.soğuk sıcak.kahraman hain.bu tür karşıtlıklar düalist bakışın aslında indirgemesin ürünüdürler.sıcaklık veya soğukluk. Kendi içinde ayrışabilir.farklılığı tartışılabilinir.Ölüm döngünün anlatılabilmesi içindir.Yunus diyorya,ölürse ten ölür canlar ölesi değil.zincirin bir parçası olmak ve ölümü bu zincir içerisinde bir aşama olarak görmek azrailede yabancı bir durum olabilir.Bilimsel meteroloji az veriyle genellemeyi içeriyor.Bu doğruya en yakın olarak kabul ediliyor.Buradaki karşıtlık içeren bakış indirgemesidir.sahayı küçültüp analiz yapabilmesidir
YanıtlaSil