İlk defa olarak; 21 Mart baharın gelişini muştalayan, müjdeleyen bayramda diğer adlarıyla Newroz veya Nevruz kutlamasında bulundum.
Yüzlerce
yıldır insanlar bu kutlamayı farklı coğrafyalarda, çeşitli ritüeller – ayinler ve
farklı isimler ile kutluyorlar.
Newroz.
Nowruz, Nevruz gibi.
Açıkça
herhangi bir isim takıntım yok.
Newroz
kutlamasına gitmeden önce poğaça, kek. Sarma. Dolma yapıldı. Hatta termosta
çayda düşündüm, cay nevroz alanına bırakılmaz diye vazgeçtik.
Alana
gittik bir kaç güvenlik barikatında ayrıntılı aramadan sonra, değil cay
yaptığımız pastalarında içeri alınmayacağı söylendi.
Getirdiğimiz
yiyecekleri araca bıraktık ve zorda olsa alana girdik,
Nevroz
kutlama alanına giderken tedirgin bir şekilde gitmiştim.
Tedirginliğimin
birçok nedeni var elbette! örneklersek: siyasi bir partinin propagandasının yapıldığı,
slogan atıldığı, bir miting havasında gerçekleşmesi, eğlence için katılmak istendiğinde
dahi bir militan gibi görülmesi, Nevroz kutlamalarının üzerinde yapılan
sansasyonel tartışmalar Nevroz’a gidenlerin Terörizm ile yaftalamaları gibi sebepler
ve…
Sosyal
medyanın yaygınlaşması ile önüme ara ara çıkan 1992 Cizre Nevrozu. Yoksul,
eğitimsiz, köylülerin Özel hareket timlerince üzerlerine mermi yağdırılarak
nobranca kovalanmaları ve gözaltına alınmaları, gözaltı yapılanların
bazılarının faili meçhul olarak yok edildiği söylenceleri.
Hatta
daha önceki Newroz kutlamalarında bomba patlamaları, Newroz kutlamalarına giden
23 yaşındaki Malatyalı Kemal Korkut adli gencin Polis kurşunuyla yâri çıplak
halde öldürülmesi ve daha birçok benzer kötü, ürkütücü, küçük düşürücü haller
ve görüntüler den kaynaklı mesafeli durduğum bir etkinlikti Newroz kutlamaları.
21
Mart ta Diyarbakır’da bulunmamdan dolayı toplumsal hareketliliği bol olan bu etkinliği
kaçırmak istemedim.
Karşılaştığım
manzara;
Suçlu
arayan gözleriyle üst araması yapan, asık suratlı, sinirli, gergin güvenlik
görevlileri.
Bu
elbise, bu şalvar, bu renk, bu bakış uygun değil giremezsin gibi gergin
iletişim! Bunun karşılığında kızan, tepki veren o anda örgütlenip slogan atan
bir halk ve sonrası; üzerlerine biber gazi boca edilen, onurları ile oynanan küçük
düşürülen, kışkırtılan Türkiye Cumhuriyeti halkı, kadını, çocuğu, yaşlısı ve genci
ile “ülke” vatandaşları.
Dikkat
edilirse Newroz veya Nevruz deyince bayram, tarih, Kültür, doğa, bereket, mutluluk, doğanın yeniden dirilisi,
coşku ve heyecan dan bahsetmedim.
Çünkü
bizim yasadığımız ülkede adi Newroz olan,( Nevruz
olana değil) etkinliğe katilim sağlayanlara suç işliyorlarmış gibi tavır alınır.
Medya da bu yönlü bir intiba yaydığı için, insanlar bu etkinliğe giderken
düşünmek durumunda kalıyorlar, gidersem nasıl görülürüm, ne yaşarım diye.
Öyle
ki; “Nevruz” diyenler vatansever,
zararsız, ulusalcı görülürken. “Newroz” diyenlere
tehlikeli elemanlarmış gibi bir ayrım ve yaftalama var.
Nevroz bölücü Kürtlerin, Nevruz devletin ve
devletini çok sevenlerin bayramı olarak görülür.
Zihinlerde
ikiye bolünmüş bir toplum var maalesef.
Tüm
bu itiş kakış içinde Şöyle bir görüntü hayal ettim; bir an! Nevroz kutlama alanına
girenlere; güler yüzlerle hoş geldiniz diyen güvenlik görevlileri ve bunun
karşılığında neşelenen, mutlu olan daha fazlasıyla selam veren ülke insanları.
Yeni bir yılın başlangıcını işaret eden Newroz ’un kökeni
eski İran'a dayanır. İrani halkların Yeni Yılı olarak da bilinen Newroz 3.000
yıldan fazla bir süredir baharın karanlığa karşı zaferi olarak görülüyor.
İrani bir din olan Zerdüştlükte bir bayram
günüdür.
Demirci
Kawa Efsanesi, İrani mitolojide acımasız yabancı hükümdar Zahhāk'a isyan eden
mitolojik kahramanın öyküsüdür.
Hikâye,
Fars şair Firdevs’inin en önemli eseri olan Şehnamede yer alır.
Yine Cizre'de 1450/1451 yılında yaşanan ve 17. yüzyıl sonunda
Ahmed-i Xani tarafından manzum bir eser olarak yazıya geçirilen destansı aşk
öyküsü Mem ile Zîn, de baharın müjdecisi olan Mart ayında
bir Newroz günü tanışıp âşık olurlar.
Newroz
‘un Nevruz olarak Türklerin yeniden tarih sahnesine çıkışını, yeni bir yılın
başlamasını ifade eden bir gün olarak ta yorumlandığı ve son yıllarda devlet
erkânı tarafından kutlanmaya çalışıldığı da görülmektedir.
Görüldüğü gibi Newroz veya nevruz baharın gelişini yeniden dirilisi, doğusu, bolluğu,
bereketi, yasamı, birlik ve beraberliği, hoşgörüyü kutlamak için yapılan bu şenlik,
Karanlığa karşı isigin, Kötülüğe karşı iyiliğin zaferini anlatan bir kültür ve doğa
bayramıdır.
Asil amacı
mutluluğu, aşkı, dirilisi, doğuşu, bereketi anlatmak olan bu bayram maalesef
ülkemizde bereketsizliğin, agresyonun nefretin, kışkırtmanın, sloganların. Kötülüğün
alanı imiş gibi çatışmalar ile yürütülüyor.
Güzelliklerin
geldiğini haykırmak için kutlanan, kadim. Ortadoğulu, irani bu bayramı, kimler
kanın, gözyaşının, bereketsizliğin, bölünmüşlüğün sembolü haline getirdi?
Dünyevi adalet ağır
aksak ilerleye dursun…
Bu kötülüğün
vebali, bu sucu isleyenlerin üzerinedir. Ve inanıyorum ki aydınlık zifiri
karanlığı yenecektir.
Hakikatin adaletiyle…
Newroz Piroz be!
Nevruz kutlu olsun!
Yalnız, newroz irani halklar değil ari/Aryan halklarının bayramıdır.
YanıtlaSil