Follow Us @bedelencu

26 Mart 2021 Cuma

Ortaya Karışık: Müslümanlık, Çağdaşlık, Milliyetçilik

Mart 26, 2021 1 Yorum

 

Restoranlarda müşterilerin, menüdeki her yemekten tadabilmesi için garsona sipariş verilirken söylenen cümledir, ‘’ortaya karışık’’ cümlesi. Örneğin; garson çağrılır: Şefim bize ‘’ortaya karışık’’ ızgara getir, birde ‘’ortaya karışık’’ salata olsun, diye ifade edilir. Amaç menüde olan tüm ızgara, salata çeşitlerinden yemektir. Hepsinin tadını almaktır.


Teşbihte hata olmasın diyerek; Çağdaşlık, Muhafazakârlık, Milliyetçilik, Müslümanlık kavramları her bireyin ağzına pelesenk olmuşken, bu kapsamda yeni belki de hep öyleydi, sosyal medya ve akıllı telefonlar sağ olsun. Herkesin elinde bir telefon ve kamera, anlık hallerini çekip, sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar. Toplum olarak bizlerde insanların hayatlarından haberdar oluyoruz. Bu haberdar oluş bizlere şunları gösterdi:


Türkiye’de yaşam, farklı kesimlerde‘’Ortaya karışık’’ bir biçimde yol alıyor. Tüm menünün tadına varmak için olmalı. Örneğin; kendilerini Modernist, Çağdaş, Kemalist, Laik, beyaz Türk ve elit olarak tanımlarlar. Ama özlerinde faşist, yobaz olan tipler vardır. Modernliği, çağdaşlığı, ileri görüşlülüğü kendi muhitleriyle bağlantılıdır. Arka fonlarına Atatürk resmi koydular mı en laik, modern, çağdaş, elit, vatansever, Atatürk’ün Türkiye’sinin yegâne ve dürüst sahipleri onlardır. Rakısını içip, namazını kılar yâda kılmaz, canı isterse oruç tutar, iftarını viskiyle açar, kafasına göre yaşar inancını, özgürlerdir; çünkü onların kalbi temizdir. Egoist ve kibirlidirler. Onlara benzemeyenler ise özgür değildir, hata yapamazlar, her halükarda yobaz, gerici, irticacı, vatan haini, terörist ve kötüdürler.


Diğer bir ‘’ortaya karışık Müslüman’’ ise Milliyetçidir, Türkçüdür, Osmanlıdır, Müslüman’ dır. Sayılan bu kavramları sembol olarak üzerlerinde taşılar. Son yıllarda siyasetteki konjöktür değişiminden kaynaklı olarak, bunlar gibi tipleri daha fazla görmeye başladık. Giyim tarzları, attıkları sloganlar, izledikleri filmler yanında, Spor salonlarında geliştirilmiş, vücutları üzerine işlenmiş dövmeler. Son yılların modası sakal, arka fonda bayrak, Osmanlı tuğrası, duvarda asılı bir ayet, diğer tarafta destekledikleri partinin liderleri, ellerinde silah, önlerinde her türlü alkollü içecek, uyuşturucu,  yanında seccade, dillerinde; Allah, Vatan, Millet, Din, İman, Ezanlar susmayacak, Bayrak inmeyecek, Bu kutsal dava bitmeyecek deyip; güçleri yettiği insanları örneğin; Engelli, kadın, çocuk, yaşlı, sahipsiz ve duruşundan nefret ettikleri bir genç, bir Kürt, yâda Alevi, şimdide Suriyeli ve dahi hayvan, ağaç ve hatta herhangi bir nesne bile bu gibi Vandalların şiddetinden nasipleniyorlar.


Rahat bir şekilde bol bol alkol, uyuşturucu tüketirler. Cinsel tacizde de bulunacak kadar ataktırlar. Gergin ve saldırgandırlar. Terörist avına çıkarlar. Onların mantalitesine uymayan, onların deyimiyle vatan haini, terörist, dinsiz imansız, sapık, farklı düşünen, zayıf gördükleri her kim varsa onların markajındadırlar. Vurup kırarlar, hatta öldürürler nede olsa onlar, vatanın el altından görevlendirilmiş evlatlarıdırlar.


Diğer bir ‘’ortaya karışık Müslüman’sa’’ ‘’Muhafazakâr, Müslüman’’ olanlardır. Bunların sembolleri ise Başörtüsü, camiler, tarikatlar, şeyhler, bayrak ve Osmanlı tuğrasıdır. Yıllardır iktidar partisi onların elindedir. Eşleri genelde örtü takarlar. Yâda diğer gruplardan, Kemalist (çağdaş), Osmanlıcı (Milliyetçi) dönüşerek örtü takındılar. İçkisini, rakısını içer, sonra inkâr ederler. Haram, günah der,  harama, günaha bulaşırlar. Yalan söylerler, dürüstlükten dem vururlar. Haksızca (hırsız) mal elde ederler, afiyetle yiyip hava atarlar. İki yüzlülük yapıp, çok dürüstmüş edalarında nutuklar atarlar. Namaz der kılmazlar, kılmış gibi görünürler. Din, iman, millet bunlardan sorulur. Başörtüsü takıp, haksızlık yaparlar, haklıymış gibi nutuk atarlar. Bunlarda yumuşak dikenlerdir. İyi görünümlü kötülerdir. Kuzu kılığına girmiş kurtlardır. Dini terimle münafıklardır.


Bu her yöne kıvrılan, tiplerin popülaritesi ve zirvelerde olmaları nedeniyle, bir avuç kalmış dürüst insanları göremiyoruz, duyamıyoruz.


Özetle; Son yıllarda Genç insanlar düşünceden uzak, bedensel hazlarının esiri olmuş, düşünemeyen, okumayan empati (duygudaşlık) kuramayan, vicdan yoksunu, dar, boş, yobaz kafalı faşistlere dönüştürülmüş durumdalar.


Kadın, erkek fark etmez ciddi bir ahlak erozyonu yaşanıyor. Bu durumun, bu dispoitik, kötücül halin, en büyük sorumlusu; on yıllardır bu ülkeyi yönetmeye soyunmuş, egemen siyaset ve onun ortaya karışık sunduğu, her şeye müsait, münafık, takiyeci (aldatan, yalan söyleyen) siyaset, din, ahlak anlayışıdır.


Bir söyledikleri diğerini tutmayan, yalan söylemenin, sözünde durmamanın siyasi zekâ ve manevra olarak görüldüğü ‘’Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği’’ (fırsatçı), affedersiniz ama ‘’at hırsızı’’,( güven vermeyen) ‘’Zübük’’ (kendi çıkarları için her yolu mubah sayan kişi, Sözünde durmayan, Egoist.) vari bir siyasi söylemin, toplum üzerindeki yansımasını ölümler, şiddet, hırsızlık, yalan, mutsuzluk, intihar, bereketsizlik, bela, yoksulluk olarak Topluma geri döndüğünü, üzülerek izlemek zorunda kaldığımız, zor dönemlerden geçiyoruz.


‘’Ortaya karışık Müslümanlık, Çağdaşlık, milliyetçilik,’’ yerine keşke ‘’ortaya karışık insanlığı’’ deneselerdi de din ile millet ile çağdaşlık ile bu kadar oynamasalardı.


Tıpkı Ömer Hayyam’ın dizelerinde ifade ettiği günlerdeyiz.

Bir elde kadeh bir elde kuran
bir helaldir işimiz, bir haram
şu yarım yamalak dünyada
ne tam kâfiriz ne tam Müslüman