Follow Us @bedelencu

16 Eylül 2018 Pazar

Sıkma Başların İktidarında Çağdaş Yobazlara Ne Oldu

Eylül 16, 2018 1 Yorum

Evet, ne oldu? hani Şu kendini modern, çağdaş, laik gören kadın ve erkeklere. Kendilerini Türkiye'nin sahibi, koruyucusu gören şu bir avuç, ama pek kudretli şu zatı muhteremlere. Bu ülkenin Elit, yönetici sınıfını oluşturulduklarını düşünen çağdaş ama yobaz, gerici fakat kendini ilerde gören, despot, ötekileştirmeyi şiar edinmiş şu ilerici tayfaya ne oldu? Bir zamanlar meydanlarda Türkiye laiktir laik kalacak diye slogan atan, irtica terörden tehlikelidir diyen, işlerine yarayınca birlikte aynı vatan topraklarını kurduk diyen kişilere ne oldu? Hep ve çok merek ediyorum, yoksa onlar bukalemun mu oldular. Daldan dala, kılıktan kılığa girip irticacı, yobaz, sıkma baş, kara Fatma dedikleri iktidarın eteklerine mi tutuştular. Bir zamanlar başını örttükleri için okul, hasta hane kapılarından kovup, eşarplarını yolup, aşağı indiren kibarlık ve zarafette kimseye yer vermeyen, fazlasıyla özgüvenli yerine göre de pek kaba şu kadın ve erkeklerden bahsediyorum sahi ne oldu onlara.

Sokaklarda yürürken bile güya çok çağdaş, aklı başında, yaşını başını almış ve hatta çağdaşlıkta level atlamış teyzeler, amcalar, ablalar, ağabeyler( ne aykırısınız öyle sizle aynı havayı teneffüs ettiğimiz için bunalıyorum) diye laf atıp taciz edenlere ne oldu. Bilimsel olmayı, rasyonel olmayı, mantık disiplini etrafında hayata bakmayı şu örtüye indirgemiş vatandaşlarımıza ne oldu? Vallahi çok merak ediyorum ve meraktan klavyemi aldım elime yazmaya başladım şu 90 lı yılları hani Türkiye üstünlerini, pardon güya pek çağdaş, laik, tek tip özgürlükçü, ulusalcı, Kemalist tayfasını.

Kendilerini yaşadıkları toplumdan öyle ayrıştırmışlardı ki gitmedikleri, gitmek gibi bir çabalarının dahi olmadığı ötekileştirdikleri topluma, uzaktan maval okuyup küçümsedikleri, yanlarına dahi almaktan iğrendikleri onların deyimiyle insancıkları,  Üstelik nereden aldıklarını bilmediğimiz sahiplik duygusu, ödevi ve görevi ile pek pervasız bir öz güvenle bilinçaltılarına kadar indirgenmiş bir yafta ile diğer farklı kültür ve dil ailesine mensup şehir ahalisini dışlayan, nefret ettirip, kışkırtan bir tutumla sahiplenmişlerdi.  tabi pek pürü pak, vatansever milliyetçiler oldukları iddiasında olarak. Her karar onların elinin altından geçerdi, nede olsa onlar bu ülkenin sahipleri imişler, burada bir kahkaha atasım gelse de ciddiyim öyle idiler.  

Nemi oldu? Bu çağdaş tayfaya şu oldu: çoğu sıkma başlar, sargı bezi takanlar, yobazlar, irticacı, geri kafalılar dedikleri iktidarın eteklerine tutuştu. İhale, güç, statü kapmak için. Kaptılar da. Çoğu teyze denilecek yaşta başını örttü, belli bir eğitim ve iş hayatından geçmiş sözde çağdaş modern teyze ve amcalar.  

Hasılı kelam; Orta doğu ülkesinin çağdaşı ile yobazı arasında pek bir fark olmadığına şahit olduk yobaz, yobaz imiş nitelik giyimde değil aydınlık ve ön yargısız bir beyinde bitiyormuş.

İçinde yetiştiği ailenin sosyal, ekonomik, kültürel sermayesinden kaynaklı oluşan (habitus-sınıfsal altyapıdan kaynaklı oluşmuş yaşam biçimi) çevreden kaynaklı; belli bir yaşam stiline sahip kişilerin, kendini pek çağdaş, pek şehirli, pek bilmiş göstermelerinin bir balon olduğuna şahit olduk.

Yaşadığı ülkenin tarihini, sosyolojisini, kültürel mozaiğini tanımamış, tanımak gibi bir gayret edinmemiş sağcısı, solcusu, dincisi, dinsizi hep bir nefret ve ötekileştirme muhabbeti içinde, kendi mahallerinde en kallavi cümleler ile öteki gördüklerini yerden yere vurmakta hiçte beis görmüyorlardı, Görmediler de.

Hepimiz şunu anladık mı; anlasın artık bu ülke halkı; aydını, yobazı, çağdaşı, ilericisi, gericisi, muhafazakarı, dincisi ortak bir paydamız var aynı topraklar üzerinde bir yaşamı idame ettirmek bu vatan denilen yer kendin fildişi kulesine koymuş bir avuç sınıfsal ayrıcalığa sahip kişilerin değil bu bilinsin.

Bu ülke bir imparatorluğun devamı tek bir milletten müteşekkil değil, farklı birçok kültürün, inancın, dilin, milletin ve yaşam biçimine sahip kişilerin aynı topraklarda yaşamak zorunda olduğu bir uzamdır. Sevmeseniz dahi tahammül etmelisiniz etmek zorundasınız. Tahammülsüzlükten dolayı hep bir karikatür dönemler yaşandı yaşanıyor bu ülke içinde.

Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz irtica gömlek değiştirdiğini söyleyerek iktidar oldu! Çağdaş yani yobaz olmayan Kemalist ve laiklerin çoğu oraya konuşlandı. Demek ki neymiş güç olunca ideolojiler dolaba kaldırılıyormuş. Tekrar lazım olana kadar.

Hepsinin konusu güç imiş, güç muhafazakarın elinde ise muhafazakar, solcu'da ise solcu, sosyalistte ise sosyalist, dincide ise dinci, Kürt’ün eline geçerse hepsi Kürt olur vesselam. Bu bir kişilik pardon kişiliksizlik, kaypaklık sorunudur. Maalesef ki ayrılıkçılık üzerinden kendi varoluşunu sergileyen insanların yaşadığı bir bölgedeyiz.

not: çoğu kişi bilir sıkma baş yaftasının nereden çıktığını, bilmeyenler için: sıkma baş kavramı 90'lı yıllarda (post modern darbe 28 şubat döneminde) irtica ve çağdaşlık kavgasında, çağdaşların pardon ''çağdaş yobazların'' örtüyü tercih etmiş bireylere söyledikleri hakaretlerden sadece biriydi. ve zaman gösterdi ki koltuk ve statüyü bulanların çoğu, sıkma baş olmaktan gocunmadılar.