Follow Us @bedelencu

15 Nisan 2018 Pazar

İslamcılar Ve Muhafazakarlar

Nisan 15, 2018 0 Yorum

Her şey bir 28 Şubat günü yapılan; modern tabirle, askerin yaptığı ‘’post modern darbe’’ ile başlamıştı. O gün ortaya saçılmıştı gerçekler ve o gün ilk defa tanımıştık Recep Tayyip Erdoğan'ı Mili görüş, Erbakan olmasaydı o ismi hiçbir zaman tanımayacaktık belki de.

Muhafazakâr demokrat diye meydanlarda gürlüyorlardı, gömleklerini çıkarmışlardı. Dini argümanlara daha uzak ve mesafeli söylemler icra ediyorlardı ekranlarda. miting meydanlarında gömlek çıkarmadan önce başparmakla yapılan tamamdır, her şey yolunda anlamına gelen parmak işaretinin yerini 4 parmak Rabia işareti almıştı.

Eskiden başbakan şimdi Cumhurbaşkanı, Erdoğan, Rabia işaretinin Muhammed Mursi'nin cezaevine girmesinden sonra çıktığını hatırlattı meydanlara ve bunun anlamının "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" olduğunu ve yine Başbakan Erdoğan bu hareketin anlamları içinde Esma'nın da bulunduğunu belirtti.

İşte bu minval üzerinde tanımıştık yâda ben tanımıştım İslamcıları ve sonrada muhafazakârları güncel dünyamızda da sürekli bahsedilen siyasal İslamcılar, İslamcılar, muhafazakârlar kimdir? Nerden çıktılar amaçları nelerdir? Ne hedeflediler ve şu an ne yaptılar gibi sorular üzerinden devam edelim.

Siyasal İslamcı yâda İslamcı kimdir? Bakalım; Geçmişte iktidar olmadan, yani gömlek değiştirmeden önce TV programlarında atarlı, hamasi konuşmalar yapan diğer bir adıyla mücahitlerdi kendilerini öyle tanıtıyorlardı topluma. Benim ve ben gibilerin o dönemlerdeki genç bakışlarında ise; özü sözü bir, hilesiz hurdasız dürüstlüğü şiar edinmiş ilke, ışık, adalet dolu müminler diler.

Gömlek değiştirip; muhafazakâr, demokrat olup mücahitlikten vazgeçtiklerini TV programlarında verdikleri demeçlerle öz eleştirilerle duyurdular. Evet, artık o İslamcı mücahit imam hatipliler, güya çağlarının hasta ruhuna derman olarak gelip, nurlarıyla şifa verecek imam hatipliler; biz artık muhafazakârız diyorlardı.

Peki, neydi, kimdi? Bu muhafazakârlar. Bizler onları muhafazakârları yani,  muhalefette iken, imam hatipli, mücahit iken. Laikçiler tarafından mürteci, irtica, yobaz diye yaftalandıkları dönemlerinden, iktidara gelişlerini beynimizde not ederek tanıdık. Ve gördük ki bu İslamcılıktan muhafazakârlığa terfi etmiş kesimin çoğu, Kişisel menfaatleri için bir dediği diğerini tutmayan menfaat perest, sermaye çapkını ‘’imam hatipliler’’ pardon kişiliklermiş  şahit olduk.

Velhâsıl’ı kelam bir anonim tabirle birazda naçizane ben denizin katkılarıyla şu serencamı ekleyeyim: Müslüman devrimcidir, İslamcı hamasidir, muhafazakâr statükocudur. Müslüman hakkı ve adaleti korur. İslamcı hakkın adaletin reklamını yapar yani gösteriş yapar. Muhafazakâr ise, sistemi devleti korur.

Müslüman mazlumun yanındadır rengi, dili ırkı, dini fark etmeden. İslamcı, sadece Müslümanların yanında olduğunu iddia eder bayrak yakar slogan atar, yakar yıkar sinirlidir. Muhafazakâr ise; gücün ve güçlünün yanındadır sünepedir. 

Müslüman aktiftir çalıştığının dışında hayatın bir karşılığı yoktur bunu bilir emek harcar. İslamcı tembeldir en büyük sermayesi boşa attığı nutuklardır, hak yer hakkımdı der. Muhafazakâr ise pasiftir işini, statüsünü ve hatta elde edeceği yeni yüksek makamları kaybetmekten çok korkar. 

Yani diyeceğim odur ki; haksızlık karşısında dik durana Müslüman (üst insan), arkası olmayan boş nutuklar atana İslamcı (yaygaracı), susana ise (dilsiz şeytan) pardon muhafazakâr denirmiş.