Follow Us @bedelencu

26 Eylül 2017 Salı

Devletsizlik sosyolojisi ve Kürdistan örneği

Eylül 26, 2017 3 Yorum

Devletler uygarlık ve gelişmişlik göstergesi toplumlara vurgu yapar. Devlet genelde bir devrimle inşa edilir. Birçok ilke, inkılâp gibi yenilikler sunarlar toplumun ana damarlarına uysa da uymasa da.

 

Bu çerçeveden devletsiz yâda yarı meşruiyetli devletleri örneklendirirsek; Filistin, Bosna, Arakan…

 

Yüz yılı aşkın bir süredir Kürtler de birçok çatışmanın hedefi olmuş resmi bir organizasyon altında anayasa ile kendisini var edemeyen bir millettir.

 

Bu anlamda yeryüzü üzerindeki her milletin en tabii hakkıdır özgür bir gökyüzünde yaşamak,  bunu yani özgür olmayı istemek insanın var ettiği anayasa dışında, hangi kutsal kitapta yasak.

 

Yüz yılı aşkın bir süredir devam eden Kürt olma ve Kürdistan sorunu sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin problemi değildir. İran, Irak, Suriye de dâhildir bu probleme.

 

Kürt halkına yakıştırılmayan devlet kurma veya var olduğu bir devlet içinde anayasal güvence ile haklarının tanınması, orta doğunun son yüzyıldaki en büyük sorunlarından birini ortaya çıkarmıştır.

 

Yasadıkları bölgeye, tarih kitaplarına baktığımız zaman; kürdistan olarak yazılan, bu isim bölücülük olsun diye, kotu amaçlar ile zorla oluşturulmuş planlı, bir isim değil. Bin yılların yaşanmışlığı sonucunda doğal süreçlerde ortaya çıkmış kültürel bir gerçektir.

 

Kürt halkının kendi toprakları üzerindeki otoritelerce (devletler) zulme uğraması güncel dünyamızda da çok tartışılan bir konudur.

 

 'Irak Kürdistan federal bölgesi' olarak bilinen Güney Kürdistan'da yapılan "25 Eylül 2017" tarihinde yapılacak olan bağımsızlık referandumu şu soruları getiriyor akıllara. 

 

Kürtlerin devleti olmalı mıdır? Kürt milletinin bir devleti olabilir mi? Kürt halkı kendi otoriteleri ile kurdukları bir devleti yönetebilirler mi? benzeri sorular geçmişte olduğu gibi günümüzde de sıkça tartışılmaktadır.

Bu açıdan Kürtler de milliyetçi duygular çok fazla gelişmemiştir. bu tarihten itibaren böyledir. Genelde var olan bir otoritenin boyunduruğu altında yaşamayı tercih etmişleridir. Bazen Arap, bazen Türk, bazen Fars'ın otoritesi içinde.

 

Fransız devrimi ile dünyaya yayılan milliyetçilik akımları sonucunda gelişen tek bir irkin üstünlüğüne dayalı kurulan ulus devlet gerçeği ve yapılan şiddet içerikli dayatmalar kurt siyasetçi, entelektüeli, aristokrasisi ve halkı içinde de homurdanmalara neden olmuştur.

 

Kürt sorunu sürekli tekrarlanan, keşmekeş içinde tartışılan, tarihsel sosyolojinin büyük sorunlarından biridir.

 

Kürdistan meselesi Önceleri "Kürt var mı? Yok, mu?" tartışmalarından sonra uzun yıllar süren inkâr ve asimilasyon politikaları ve günümüzde bugün ise Kürtlerin varlığı bir şekilde kabul ediliyor, Fakat sorun hala farklı mantalitelere bürünerek devam ediyor. 

 

Türkiye’de ise kendimizi bildik bileli Kürdistan diye bir ülkenin bağımsızlık ilan etmesi fikri “kıyamet senaryosu" gibi değerlendirilmektedir.

 

Bu çerçeveden bakınca Çerkez’in Çeçen'in, Boşnak'ın Filistin’ linin devletleri olması İsrail Siyonizm’ine kapı aralamaz iken Kürtlerin kendi kaderlerini yönetme hakkı istemeleri neden kötü söylemler ile araçsallaştırılıyor. 

 

Bir taraftan; Yahudilere atfedilen kötümserlik ile eş deş tutulan, damgalanan Kürt ismi "Büyük İsrail'den büyük Kürdistan" gibi söylemler, din kardeşi olarak nitelenen, ümmetin bir parçası olan, Kürt milletine karşı öne sürülen bu kötüleyici üslup ve düşünceler.

 

Diğer yandan ise; Türkiye’nin İsrail devleti ile kurduğu çıkar ve dostluk ilişkileri.

 

Kürdistan bağımsızlığına yönelik gerçeği yansıtmayan bu gibi tutum ve davranışlar güvenleri sarsmıştır.

 

Emperyalizmin desteklediği suni kukla devlet, büyük İsrail'in aygıtı Kürdistan gibi söylemler bir halka yönelik ötekileştirici, dışlayıcı, nefret edici bir söylemdir.

Okuduğum kuran ayetlerinde "Büyük Kürdistan lanetli devlet"' kurulmamalı gibi bir cümleyle rastlamadım bu söylem bencil, uyanık bir ruhi mücerret halinin zuhurudur. 

 

Arap, Türk, Fars milliyetçiliği gayet makul karşılanır iken Kürtlerin örgütlenmeleri "Siyonist proje" olarak görülmesi mantık hatası gibi görünmektedir.

 

Kürtlerin özgürlük talebinin sebebi İsraillin Ortadoğu da ki çıkarlarımidır?

 

Kürtlerin kendi menfaatlerine, halkına karşı, özgürce varoluşunu sergileme gibi bir istemi feraseti olamaz mı?

 

Evet, bir iddia atıldı ortaya Kürtler devlet kurmaya yeltense dahi başarılı olamazlar kendi içlerinde yaşayacakları iç çatışmalardan kaynaklı.

 

Hülasa olarak; Devlet kurmak gibi niyetleri olan Kürt siyasetçileri, bürokrasisi, entelektüeli, sanatçısı, akil adamı, vb. kurulacak devleti özverili biçimde yönetebilmek için ciddiyet, samimiyet, disiplin, rasyonellik en büyük ödevi ve görevleri olmalıdır.

 

Dünyanın gözleri üzerlerinde bu doğrultuda olaya bakılmalı işin ciddiyeti değerlendirilmelidir.