İdeolojiler Ve Kürt Gençliği
İdeoloji üzerine söylenmiş en iyi sözlerden biridir Cemil Meriç’e
ait olan;
‘’insan idrakine giydirilmiş deli gömlekleri" cümlesi.
İnsanları belirli sınırlar
içerisine hapsedip fikirlerinin gelişmesini engelleyen, açık fikirliliğin en
büyük düşmanı olarak görülen düşünce kalıplarıdır ideolojiler.
Bu anlamda daha doğuya gidince değerler anlamında ideolojilerin hâkim olduğuna
gençlerin öz değerlerine daha az bağlı olduklarına şahit oldum.
Bazı insanlar için önemli olan bazı değerlerin, oradaki bazı genç
insanlar için komik değersiz, pasifize eden gereksiz bir takıntı olarak görülmesi
şaşırtıcı idi.
Genel görünümde fazla politikleşmiş, ön yargılı gençler. Kafalarına soktukları
ön yargı o derece büyük ki karşılarındaki insanı ne olduğu, kim olduğunu
bilmeden dışlayıcı, ön yargılı olunması ilginç ti.
Gücendirici, kırıcı bu tecrübe bakışlarımın ön yargılı olmasına
neden olmadı. Aşina olunan bir kültür ve insan mizacı, fakat fazlasıyla ön
yargılı ve şüpheci yaklaşımlar.
Bu serzenişten yola çıkarak; Kürtler de tıpkı diğer milletler gibi
doğal olarak kendilerine özgü yaşam biçimleri, kültürleri, dilleri, inanç
biçimi olan bir halktır. Kürtlerin geçmiş tarihlerini incelediğimiz zaman
görüyoruz ki kendi dinamikleri içinde birçok âlim din adamı mütefekkir
çıkmıştır.
Yıllardır yapılan baskı, ötekileştirme, küçümseme, imkânların doğu bölgesine
kısıtlı götürülüp orada yaşayan insanları mahrum bırakma, bölgede otorite
kurmuş bazı ideolojilerin varlığı vb. sebeplerden ötürü oluşan ön yargılar
sonucunda bölge yıllardan itibaren var olan bir sorun yumağına dönüşmüştür.
Sorun yumağına dönüştürülen bir halk ve o halkın çocukları
gençler, üretilen ideolojilerin kıskacında kendini ifade etme ve varoluş
mücadelesi vermektedirler.
Kürt toplumunun bağrına ve gelecek nesillerin içine kangren olarak bırakılmış
toplumun kültürel genetiğini, sosyo-ekonomik yapısını bozmuş ideolojiler Kürt
gençlerini ailesinden kopuk, tarihsel kültürel kimliğini Kürt kültürü içinde
harmanlanmış olan âlim, filozof, bilim insanları, başta olmak üzere Dünya’ya
yön vermiş düşünürleri örnek alacakları yerde, kendi değer yargılarıyla
örtüşmeyen, hayat teranelerine bir katkısı olmayacak akılcı, çağdaş, hümanist
ve sağlıklı düşüncenin en büyük düşmanı bazı ideolojilerin elinde git gide
geleceksiz, üzgün, kayıp insanlık kadrosuna eklemlenmiş bir şekilde Hayatlarına
devam etmektedirler.
Yaşanan bu ve benzeri kargaşa ortamlarından dolayı küçük yaşlarından itibaren
siyasetle tanışan, devlet ve kimliği arasındaki pozisyonu daha çocuk yaşlarda
idrak etmiş bilinci buna göre şekillenmiş çocukluğundan, gençliğe, orta yaşına
kadar bu kini biriktirmiş bu öfkeyle mücadele ederken kendi yaşam modüllerine
de zarar verecek süreçlere yol almış bir halkın çocuklarıdır.
İdeolojilerin kıskacına sıkıştırılmış Kürt gençleri bu
ideolojilere karşı söylenen gülden hafif eleştirilere dahi kapalı, bazı
ideolojilerin jandarmalığına soyunmuşlardır.
Bir durumu irdelerken şu sorulmalı davamı, ideolojimi Yoksa
şahıslar mı önemlidir?
Dava nedir: Savunulan bir düşünce ve ideale ulaşma çabası, davaların yürütücü
liderleri olur ve bu liderler fanidir fakat davalar belirlenen o hedefe ulaşmak
için hep vardır.
Lider ölür yeni bir kadro ve lider gelir fakat amaçları hep
aynıdır o davanın.
Bu halkın çocukları dağlara neden çıkarıldı?
Bu bağlamda Kürt gençlerini neredeyse yarım asırdır dağa çıkarmış bir
dava yani ideoloji var ve bu dava uğruna oluşmuş bir toplumsal hareket mevcut.
Bu uğurda canını vermiş ve vermeye hazır sayısını bilmediğimiz
genç insanlar var yine bu davayı siyaset arenalarında temsili yete soyunmuş
siyasi örgütlenmeler var.
Kürt aile yapısını değerlerini geleneklerini tanımadan anlamadan dışlayıcı
söylem ve eylemlerin sonucunda gelinen bu nokta her biri bir yere savrulmuş
vatanından, şehrinden, köyünden uzak o yörelerin değerleri, yakılan köylerin
enkazında yok olmuş, bir insanlık, gençlik bırakıldı geriye.
Yüzyılların emeği ürünü zulümle karışık kötülükler yüzünden
boşaltılmış insansız şehirler, köyler, beldeler, yıkılan bir kültürün yerle
yeksan edilen insanı, halkı, çocuğu, genci.
İdeolojilerin kıskacına bırakılmış bir toplumun insanlık değerleri Nasıl
normalleştirilecek?
Nasıl gelişebilecek ki küçümseyip horlanan, darağaçlarında
sallandırıp asit kuyularında faili meçhullere gönderilen insanların, araç
arkalarında yerlerde sürüklenen gençlerin, haftalarca ölü bedeni yerlerde
bekletilen annenin.
Nasıl düzeltilecek yıkılan bin yılların ürünü, halkın değerleri, kırılan duyguları, üzerine
kan damlatılan, gözyaşı dökülen, ağıtlarla karışık havarları.
Anlatılan bu sorun Birikmiş ve patlayan bu öfke ülkenin sistemsel yanlışının toplumsal
tezahürüdür. Bu toplumsal harekete bu açıdan bakmayıp terör sorunu olarak
bakıldığı müddetçe bu durum bu şekilde karambole bürünüp devam edecek gibi.
Hülasa olarak Kürt sorununda terör sorunu çıkaran bu ülkenin bir avuç aklı
yıllardır bu karambol içinde devam eden sancılı, hastalıklı bitirilmek
istenmeyen bu sorun nedeniyle sosyolojik anlamda çok karışık bir sürece
girmiştir.
Öz değerlerinden kopuk, ailevi gelenek değerleri unutulmuş
kültürel mirası kaybolmaya yüz tutmuş üretilen ideolojilerin kıskacının kurbanı
olmuş bir gençlik oluşturuldu. Öyle ki bu genç insanlar oluşturulan
ideolojilere eleştirisiz, koşulsuz itaat etmekte eleştirenlere de yüksek sesle
tepkilerini göstermektedirler.
Devletin resmi kayıtlarında geçen terör sorunu Kürt halkının bazı kesimlerinde
ise varoluşsal sorun Kürt olabilme sorunu yöre insanının kişiliğini yaşam
biçimini kültürel değerlerini yozlaştırmış aile değerlerinden koparıp önemsiz
bir hale getirmiştir.
Nede olsa artık din ümmet söylemlerine kanacak bir kitle de yok.
Onlar Resmi ideolojinin ötekileştirdiği, kendi muhitlerinde birer
muhalif modunda özgürlük bayraklarını ellerine aldıkları gün eminim ki
küçümsenen kültürleri ile karşınızda bir anıt gibi duracaklar ve onları
anlamadan dinlemeden susturanlar da derin kesif bir utançla karışık mahcubiyete
bürünecekler tabi vicdan varsa.